top of page

Okullarda Şiiri Sevdirmenin Yolu: Şiir Hikâyeleri

Güncelleme tarihi: 28 Mar 2020

Bugün gerek kendi çevremizi gerekse Türk edebiyatının akışını gözlemlersek şiirin sahip olduğu değerini yitirmekte olduğunu fark ederiz. Oysaki şiir, Türk yaşayışında daima özel bir konumda tutulmuştur. Bilinen ilk Türk şairi olarak kabul edilen Aprın Çor Tigin’den bu yana eser vermiş olan Türk şairleri ve onların eserlerini el üstünde tutmuş Türk toplumu, bu topraklarda şiir türüne bambaşka bir surette hayat vermiştir.


Zaman geçtikçe şiirle daha sıkı bağlar kurmamız gerekirken bu bağdan uzaklaştık. Bu durumun altında yattığı varsayılan birçok sebep öne sürülebilir. Bense iki temel sebebi olduğunu düşünüyorum. Birincisi günümüz hayat şartlarının birçoklarınca ‘çetin’ olarak görülüp şiire yönelmenin ‘lüks’ olarak kabul edilmesidir ki bence bu bariz bir bahanedir. Günümüzde hayat şartları kimi yönlerden çetin olabilir lakin geçmiş zamanlarla kıyasladığımızda bu çetinliğin eskisi kadar şiddetli olmadığı söylenebilir. Eski insanlar çetin hayata rağmen şiirin değerini muhafaza edip onu günümüze dek taşıyabilmişlerdir. Ancak atalarımızdan kalan bu mirasa sahip çıkamamaktayız artık. Sanıyorum ki insanlarımız eskisi kadar ne dayanıklıdır ne dirayetlidir. İkinci temel sebep ise şiirleri insanlara yeterince sevdirememektir. Şiir savunucuları ve şiir anlatıcıları maalesef gitgide azalmakta ve böylece şiir türünü sevdirme çalışmaları da kesilmeye devam etmektedir.


Hayatın içinde barındırdığı seçkin ve ulu kimi hislere ancak şiirlerle ulaşılabilir. Dirayetli şairlerce sezilen bu seçkin hisler kâğıtlara dökülür, okuyanın hislerine tercüman olan mısralar okurları nice hislere ulaştırır. Okuyanın duygu dünyası gayet güzelleşir… Şiirlerin az önce sıraladığım ve onlar gibi nice getirilerinden çoğu günümüz insanı mahrumdur. Bu uzaklaşmaya mâni olarak insanlarımıza şiirlerin niteliklerini, barındırdığı güzellikleri ve getirilerini insanlara anlatmak gerektir. Bundaki asıl amaç şiiri insanlara sevdirmektir.


Şiiri sevdirmek için insanların şairleri daha iyi tanımasına vesile olmak, şair yaşayışlarını insanlara anlatmak etkili bir yol olabilir. Aynı şekilde şiirlerin yazılış sebeplerini, esin kaynaklarını ve onların ardındaki gizleri gözler önüne sermek de insanları şiire yaklaştırabilir. Sait Faik Abasıyanık, “Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey...” demişti. Onun sözünden hareketle “Bir şiiri sevmekle insanın sevgisi alabildiğine büyür.” desem sanırım yanlış olmaz. Bir şiiri sevince şiir türünü sevmek pek mümkün olabildiği gibi bir şiiri sevmekle insan sevgide önemli bir adım atabilir. O ilk kıvılcıma ermek gerektir.

Şiirle samimi olan insan olaylara ve olgulara farklı gözle bakabilir. Günümüzde bu farklı bakış açılarına ihtiyacımız vardır. Bu konudaki farkındalığa ermiş bir isim Haluk Oral’dır. Doğan Hızlan onun için edebiyat arkeoloğu der. Kendisi 10.000’den fazla imzalı kitaba sahip bir imzalı kitap koleksiyoncusudur, aynı zamanda yazmaktadır. Kitapları içerisinde Şiir Hikâyeleri önemli bir yer tutar. O, Şiir Hikâyeleri’nde seçkin şiirlere dair pek önemli detayları, incelikleri, gizleri işlemiştir. O yalnızca kitapları değil, şiirleri ve onların hikâyelerini de zamana karşı korur. Kanaatimce şiiri insanlara sevdirme konusunda attığı önemli adımlarla beraber o, sağlam bir şiir savunucusudur.


Elbette öncelikle kendimiz şiir konusunda hassas olmalıyız. Şiirlerin inceliklerini ve güzelliklerini çevremize aktarmalıyız. Anlatım bakımından önemli bir gücü elinde bulunduran öğretmenlerin öğrencilerine yalnızca bilgi değil, şiirin incelikleri de anlatması, hissettirmesi gerekmektedir. Öğretmenlerimiz Şiir Hikâyeleri’ni mutlaka keşfetmeli ve ondan istifade etmelidirler. Onlar bu şiir hikâyelerini okurken kendilerini pek çok his duyumsarken bulacaklar, durgun duyuların canlandığını sezeceklerdir. Bu kitap öğrencilere şiir sevdirme çalışmalarında yer alabilecek güçlü bir araçtır. Şiir hikâyelerinden istifade ederek öğrencilerin yalnız o şiiri değil, şiir türünü, edebiyatı ve hatta sanatı sevmesine önayak olabiliriz. Böylelikle okullarımızda bu incelikleri içselleştirmiş, hayata zenginleşmiş bir açıdan bakabilen, gayet nitelikli öğrenciler bulabiliriz. Sonucunda hayatın daha da güzelleşeceği muhakkaktır!


Özetle hem Haluk Oral’ın kendisi hem de Şiir Hikâyeleri, öğretmenler ve öğrenciler için etkin bir esin kaynağıdır. Haluk Oral’a şiir konusundaki hassasiyeti, farkındalığı ve özenle çalıştığı kıymetli eseri bizlere kattığı için teşekkürü borç bilirim. Okuyalım, çalışalım, daha çok şiirin hikâyesine erişelim. Önemli konularda büyük adımlar atarak hayatı güzelleştirelim. Uyuşmuş duyuları uyandırıp seçkin hislere uzanalım!


Süleyman AKSOY


179 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page