top of page

Öğretmenim Bir Bakar Mısın?

“Bu kitabı,

Aramızdan ayrılıp ebediyete intikal etmiş,

Mesleğine hizmet verip emekli olmuş,

Şu anda mesleğinde hizmet vermeye devam eden,

Mesleğe yeni başlamış,

Tüm öğretmenlere,

Sevgi, saygı, minnet ve şükran duygularımla

Adıyorum! “

Doğan CÜCELOĞLU


Doğan Cüceloğlu’nu sanırım bilmeyenimiz yoktur. İşini hakkıyla yapan, bilgiyi sevgiyle yoğurup harmanlayan, insanların hayatına dokunmayı kendine amaç edinmiş ülkemizin en özel değerlerindendir. Bendeki yeri ise çok ayrıdır. Kendime yolculuğumda, gerek programlarında anlattıklarıyla gerek kitaplarında yazdıklarıyla hayatımda iz bırakmıştır. Şimdi ise “Öğretmenim Bir Bakar mısın?” adlı kitabıyla bu izi pekiştiriyor. Hem benim gibi öğretmen adaylarına hem de öğretmenlere önce kendilerini sonra öğrencilerini tanımanın yolunu sunuyor. Ve sayesinde bu yolun hem yolcusu hem de yolu oluyoruz.

Doğan Cüceloğlu, “Öğretmenim Bir Bakar mısın?” kitabını 2018 yılında “Final Kültür Sanat Yayınları” aracılığıyla okurlarıyla buluşturur. Kitabı yazma amacı, öğretmenin gizil gücünün farkına varılmasını istemesidir. Bu gizil gücü şu cümleler ile ifade eder: “Eğitimin en güçlü aktörü öğretmendir. Okulun bahçesi, spor salonu, laboratuvarları, teknik donanımı ne kadar iyi olursa olsun, öğretmen iyi değilse, okul iyi öğretim veremez. Her öğretmen, öğrenciyi güçlü bir şekilde etkileme potansiyeline sahiptir.” “Hangi eğitim sistemi içinde olursa olsun, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, öğretmenin öğrenciyle göz göze geldiği bir an vardır. Bu kitap öğretmenin öğrenciyle göz göze geldiği o anın gücünü anlatmaktadır. O anda öğretmen, öğrencinin gönül kapısından girerek zihnine ulaşır. Ve işte o an eğitim başlar. Öğretmenin gücü binlerce yaşam inşa eder…”


Doğan Cüceloğlu kitabı iki temel kavram üzerine kurar, birincisi “Denetim Odaklı Korku Kültürü” ikincisi ise “Gelişim Odaklı Değerler Kültürü. Denetim Odaklı Korku Kültürü’nde öğretmen korkulması gereken güçlü kişi, öğrenci ise güçsüz kişidir. Öğrenci öğretmeninden korkar ve onun istediği gibi davranır, kendine güvenen üretken bir birey olamaz. Gelişim Odaklı Değerler Kültürü’nün temelinde ise sevgi vardır, öğretmen yargılamaz öğrenciyi geliştirmek için vardır, sınav başarısından önce iyi bir insan olarak olgunlaşmasını önemser ve hepsinin biricikliğinin farkındadır.


Kitabı yazmadan önce öğretmenlerle ilgili kitap yazmaya karar verdiğini sosyal medya hesaplarından duyurarak okurlarından öğretmenleriyle olan kendilerini derinden etkileyen anılarını paylaşmalarını ister. Bunun üzerine üç binin üzerinde mektup gelir. Ve kitap bu mektuplarla can bulur. Bu mektupların bir kısmı öğretmenlerin hayatlarını nasıl biçimlendirdiğini diğer kısmı ise öğretmenlerin o küçük kalplerinde nasıl kocaman yaralar açtığını anlatır. Doğan Cüceloğlu Hocamız da kitabın ilk sayfalarında öğretmenlerinin kendi hayatını nasıl etkilediğini anlatır. Denetim Odaklı Korku Kültürü içerikli mektuplar ağırlıkta olsa da ben sizinle kitaptan seçtiğim, Gelişim Odaklı Değerler Kültürü’ne ait kalbime dokunan bir mektubu paylaşmak istiyorum.


“İlkokul öğretmenim M.S. adı hem aklımın hem de kalbimin başköşesinde yer etmiş bir kişi, tanıdığım ilk büyük insan ve masalımın kahramanıydı…

Onu görür görmez çok sevdim. Etrafımdaki diğer büyükler gibi değildi. Saçlarımı ilk o okşadı, bize her zaman maneviyatı aşıladı.

Bize hiç unutmadığım bir oyun öğretti. “ Her gece oynamadan uyumayın.” derdi. Oyun şuydu: “Yastığa başınızı koyunca yanınıza bir polis abi gelsin. Bugün ne yaptın, arkadaşını üzdün mü, başkasının eşyasını aldın mı, hiç yalan söyledin mi vb. sorular sorsun. Ama kimse yalana kaçmasın! Sorulardan birinin cevabı evetse, hemen sabah bunu düzelt. Tüm soruların cevapları hayırsa mışıl mışıl uyu.” derdi.

O zaman 6 yaşındaydım, şimdiyse 36 yaşındayım ama adının vicdan olduğunu sonradan öğrendiğim o polis abiyle konuşmadan hâlâ uyuyamıyorum…

Öğretmenimin el yazısı çok güzeldi. Onu hep hayranlıkla seyrederdim. Bugün hâlâ sadece el yazısı yazabiliyorum. Bir türlü düz yazı yazamadım, çünkü ben onu hiç unutmadım, unutmayacağım! Onu rahmet ve minnetle anıyorum! İlk aşkım, sevgili öğretmenim! Mekânın cennet olsun…”


Görüldüğü üzere Denetim Odaklı Korku Kültürü sonuç odaklıdır, Gelişim Odaklı Değerler Kültürü ise süreç odaklıdır. Öğrencilerini merkeze alan, öğrencisini olduğu gibi kabul eden, ona saygı duyup aynı ekipte olduğunu hissettiren, sen önemlisin mesajını veren, amacı müfredatı olduğu gibi aktarmak olmayan ve motivasyonun dıştan değil içten gelmesine gayret eden öğretmen, Doğan Cüceloğlu Hocamızın dediği gibi “öğretmenlik yapan” değil “niyetinin saflığını keşfetmiş öğretmen”dir.


Bu kitabını öğretmenleri onore edip onlara adayan Doğan Cüceloğlu Hocamıza saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Eğitime dokunan herkese sevgiyle öneriyorum. Hayata katkısı olması dileğiyle...


Fatma KÖSE


1.572 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page