top of page

Değişim için Yazın

Güncelleme tarihi: 28 Mar 2020

Bugün Özgürlük Yazarları (Freedom Writers) üzerine birkaç kelam söylemek isterim. Bu filmin fragmanı şu şekilde:

Takvimler 1994’ü gösteriyor. Amerika’da toplumsal huzursuzluk üst seviyede. Irkçılıktan dolayı kurban giden birçok can var. İnsanlık savaşını andıran bu durum, Woodrow Wilson Lisesinde içten içe yaşanır. Yeni öğretmen olarak burada göreve başlayacak olan Erin Gruwell, kendisini 203 numaralı derslikte bulur. Lise birinci sınıf öğrencilerine edebiyat dersi verecek olan Erin Gruwell, karşılaştığı manzara karşısında çok şaşırır. O sınıftaki ve hatta okuldaki çeşitli sıkıntılarla başa çıkmak zorundadır ancak deneyimsizdir. Buna rağmen dik duruşu, inançlı tavrı, sıkıntıların çözümü için hemen harekete geçişi; onun aslında ne denli hakiki bir insan, idealist bir öğretmen ve aynı zamanda iyi bir öğrenci olduğunu gözler önüne serer. Eğitimin hayatı yaşanabilir kılmaktaki rolünün bilincindedir. Asıl savaşın dışarıda değil, sınıfın içinde verilmesi gerektiğine yürekten inanır.

Okulda gönüllü bütünleşme projesi uygulandığından halkın her kesiminden öğrenci bulunur. Birçoğu hayatla barışık olmayan bu öğrenciler için okul, mapustan farksızdır. Buraya zorla getirildiklerini düşünürler. Ancak zaman içerisinde Erin Gruwell’in etkisiyle buranın dışarıda eşi benzeri olmayan bir yuva hâline dönüştüğüne şahit olacaklardır. Erin Gruwell bunu nasıl yapacaktır?


Erin Gruwell, öğrencilere nasıl yaklaşacağını iyi bilir. Bugünün çoğu eğitimcisinin aksine öğrencilerine yaklaşır ve hatta onlar için uzakları yakın eder. Onları birer insan olarak anlar, onların suyuna gider, onların hayatlarına dokunur, onların hayatlarında fark yaratacak işlere imza atar. Ne yapıp edip o insanları kazanır, onları da hayata kazandırır. Gönüllü bütünleşme projesi için biçilmiş kaftandır. Mücadeleden kaçmayacak bir yılmaz, parçaları bütünleştirmede iyi bir toparlayıcıdır. Siyahla beyazı birleştirmektir onun işi…


Erin Gruwell harekete geçer. Deneyimsiz olmasına rağmen girişimcidir, yaratıcı kişiliğini ön plana çıkarır. Deneyimin hem öğretmenlikteki hem öğrencilikteki yerini iyice vurgular. Sıkıntılı çocukların eğitilemeyeceğine inanan umutsuz güruha karşı “Öğrenemeyen öğrenci yoktur, öğretemeyen öğretmen vardır.” sözünü içinden geçirmiştir sanırım… Yanına çektiği öğrencileri bir araya getirmek için çok çalışır. Öncelikle onları anlayan bir insanın varlığını onlara hissettirir. Sonrasında ise onların gözlerini dünyaya açarak onların düşünmelerine, düşüncelerini geliştirmelerine imkân sunar. Öğrencileriyle birlikte yemek yer, birçok geziye giderler. Onları özellikle soykırım müzesine götürerek soykırımın yıkımını onlara bilfiil gösterir. Sınıfta yaptığı fiziksel değişikler, onlara izlettiği filmler, onlara hediye ettiği kitaplar, oynattığı yaratıcı oyunlar -özellikle çizgi oyunu- hepsi amacına hizmet eder. Bütün bu etkinliklerdeki finansman için ek işlerde çalışması takdiri hak eder. Bütün bu çabaların ardından öğrenciler birbirlerini anlamaya başlar, o ortamdaki ırkçılık giderek azalır, kaynaşma büyür, sınıf aile olmaya başlar. Bütün bunlar bize eğitimin hayattan ayrı düşünülemeyeceğini bir kez daha gösterir.


Yukarıda sıraladığım bütün etkinliklerin yanı sıra onları yazmaya teşvik eder. Benim gibi yazmaya arzuluysanız bu yazma detayından kendinize binbir ilham bulacaksınız. Erin Gruwell, insanlığın umudunu yüreğinde taşıyan bir insan ve hakiki eğitimin savunucusu olarak değişimin öncüsü olur. Değişim onları hayata döndürür, hayata küsmüş öğrenciler hayatla selamlaşmaya başlar.

Ayrıca Anne Frank ve ailesini Nazilerden saklayan Miep Gies’in filmde yer aldığını söylemeden geçemeyeceğim.

Taşıdığı mananın arkasında pek çok anlam daha barındıran kelimelerden biridir özgürlük. Bence özgürlük, insanın kendisi olabilmesi ve özüne uygun yaşayabilmesidir. Erin Gruwell’in en çok başarılı olduğu nokta aslında budur. O, insanların kendi olabilmelerini ve kendi özlerine uygun yaşayabilmelerine fırsatlar yaratır. Öğrencilerin hayatlarına anlam katmakla yetinmez, hayatın zaten binbir anlamı olduğunu onlara gösterir. Bu sayede onlar özgürleşirler ve özgürlüğün -bence hayatın da- yazarları olurlar.

Filmin arka planında zedelenen günümüz aile hayatına, okul yapısına, öğretmenlik mesleğine ve öğrenciliğe dair eleştiriler de yatar. Film; eğitime yönelik içeriğiyle, insanlık adına taşıdığı izlerle beraber insanın olduğu her yerde insanlıktan söz edilemediği günlerde kesinlikle izlenmesi gereken şahane bir film! 2007 yapımı olan bu filmdeki sıkıntılarla günümüzün sıkıntılarını kıyaslamayı ve hayata karışmayı unutmayınız…


Süleyman AKSOY


276 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page