top of page

Psikolojiyi Yıpratmadan Nasıl Ders Çalışılır?

Üniversite oldukça önemlidir, aynı şekilde ruh sağlığı da öyle. Psikolojiyi yıpratmadan nasıl ders çalışılır?

Derslere kayıt oldunuz, sanal ders sistemi etrafında kendi çalışma yolunuzu keşfettiniz ve şimdi de mezuniyete kadar bir şeylere dayanmak zorundasınız.


Dizüstü bilgisayar mı, kâğıtlara not almak mı? Fosforlu kalem kullanmak mı, bilgi kartları mı? Ya da müzik dinlemek çalışırken yardımcı oluyor mu? İşte okul stresiyle ezilmeden, öğrendiklerinizi hatırlamak için nasıl daha iyi notlar alabileceğinize ve nasıl çalışacağınıza dair şeyler… Ek olarak: Ezilmiş hissederseniz ne yapmanız gerektiği…


1. Nasıl not alacağınızı öğrenin.

Not almak için tek bir sihirli yol yoktur, ancak öğrendiğimiz şeylerden anlam çıkararak bir şeyler yazmak, beynimizdeki bilgileri düzenlemeye ve pekiştirmeye yardımcı olur.


Ne yazmalısınız? Öğretmenlerinizden hangi bilginin önemli olup hangisinin olmadığına dair ipuçları alın.

  • Onların söyledikleri şeyleri iyi dinleyin: Örneğin, “Bu sınavda çıkacak” veya “Burası önemli” gibi.

  • Bir şeyler öğretirken onları iyi izleyin –onları daha sonra canlandırabilir, yaptıklarını tekrar edebilir ve tahtadaki şeyleri yazabilirsiniz.

  • Kategoriler ve numaralandırılmış listeler sundukları zaman onlara dikkat edin. Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesinde bir psikolog olan Natalie Murr, “Öğretmenlerin bilgileri düzenleme yolları üzerine her zaman tetikte olun” der. Örneğin, “X kategorileri. Üç kategori vardır: 1 numara, 2 numara, 3 numara” gibi.

Murr, ayrıca diz üstü bilgisayar ya da kâğıt tercih etmenin bir farkının olmadığını söylüyor. Daha önemli olan şey, öğretmenin söylediği her şeyi kelimesi kelimesine değil yalnızca anahtar bilgiyi not almaktır.


2. Bir planlayıcı alın ve onu hakkıyla kullanın.

Okulda çok fazla şey gerçekleşecek ve bu süreçte zamanınızı yönetmek ustalaşmak için kritik bir beceridir. Derslere dair plan-programı kontrol etmek için planlayıcınızı kullanın. Her şeyi not alın: Derslerinizi, çalışma kâğıtlarınızı, ödevlerinizi ve toplantılarınızı. Bu zaman çizelgeniz, küçük olan görevleri halletmek ve daha büyük olanların teslim tarihlerinin kaydını tutmak için sizin küçük zaman aralıkları bulmanıza yardım etsin.


3. Çalışırken, bilgiyi öylece beyninize koymayın. Onu tekrar ana hatlarıyla inceleyin.

Bir araştırmadan biliyoruz ki en yaygın çalışma taktikleri, metin kitaplarını ve notları tekrar okumak ve önemini vurgulamaktır. Ayrıca bu metotların gerçekten işe yaramadığını da biliyoruz çünkü Berklee Müzik Kolejinde, bilişsel alanda bilim kadını olan Pooja Agarwal, metotların bilgiyi gerçekten kazanmaya değil, sadece alınan bilgiye odaklandıklarını söylüyor.


Öğrenmeyi iki yönlü yol gibi düşünün. Siz yalnızca tekrar tekrar okudukça ve vurgulamalar yaptıkça, bilgiyi gerçekten edinmeye değil, yalnızca onu almaya odaklanırsınız.


Agarwal, bir araştırmanın bilgiyi açıkça edinme süreciyle meşgul olduğumuzda, gerçekten kavramları düzene soktuğumuzu ve anladığımız şey için daha iyi bir yapı oluşturduğumuzu ortaya koyduğunu söylüyor. Yani bilgiyi bu edinim süreci boyunca, öğrenmeye çalıştığımız şeyin anlamlı hale gelmesine yardımcı oluruz.


Agarwal’ın bilgi ediniminizi güçlendirmek için önerdiği şeyler;

  • “İki Şey Kuralı”: Dersi veya okuma yapmayı bitirir bitirmez, hatırladığınız iki şeyi not alın.

  • Anlayıp anlamadığınızı ölçmek için bilgiyi sınıf arkadaşınıza açıklayın.

  • Bilgi kartları kullanın ancak cevabı kontrol etmeden önce onu sesli şekilde söyleyin (diğer bir deyişle, bilgiyi yeniden edinin). Kartları karıştırın ve bunu tekrarlayın.

  • Belirli bir zaman süresince çalışabilmek için bir zamanlayıcı kurun, molalar verin ve sonra tekrar çalışmaya dönün. Agarwal, “Bu bir kasıtlı unutmadır” diye açıklıyor. “Ara vererek, bazı şeylerin akılda biraz daha yatışmasını sağlarsınız.”

Belki de pek hoşlanmayacağınız bir başka ipucu: Bir şeyler okurken müzik dinlemeyin. Agarwal, sessizliğin sözlü bir müzik dinlemeyle karşılaştırıldığında, okuduğunu anlama becerisini neredeyse iki katına çıkardığına dair bir araştırmanın olduğundan bahsediyor.


4. Başarısız olmak her şeyin sonu değildir.

Bir sınavdan veya tüm derslerden bile F almak mezun olamayacağınız anlamına gelmez.


Orlando'daki Valencia Kolejinde bir danışman olan Odette De Leon, “Bir derste herkes başarısız olabilir” diyor. “Hiçbirimiz okulla ilgili şeyleri bilmiş olarak doğmadık. Bu yüzden okula gidiyoruz ve bu yüzden öğrenciyiz. Bu şeyleri öğrenmeye çalışıyoruz.”


Tabii ki kendiniz hakkında olumsuz şeyler duymak zordur ve bu konuda kötü notlar bir istisna değildir. Ancak kendi üzerinize çok gitmek bunu yalnızca daha da kötüleştirir.


5. Kendine iyi bak ve kaliteli uyu.

Kuzey Carolina Eyaleti’nden Natalie Murr, uykusuz olan öğrencilerin, dikkat dağınıklığı teşhis edilen öğrencilerle aynı belirtileri gösterdiklerini söylüyor.


Duygusal sorunlar öğrencilerin dikkatini dağıtabilir, hatta akademisyenlerle bile çatışabilirler.


Murr, “Gerçekten uykuluysanız veya bir şeyden gerçekten duygusal olarak rahatsızlık çekiyorsanız, kalkmak ve derse gitmek, işlerinizi halletmek veya yapılması gereken ihtiyaçlara çaba göstermek için yeterince isteğe sahip olamazsınız” diyor. “Bunlar gerçekten beyinde öğrenmeye açık olan yerleri kaplayan şeyler olabilirler.”


6. Kendinizi ruh sağlığı bozukluğu adı altında damgalamayı bırakın.

Ruh sağlığı konuları öğrenciler arasında yaygındır ve COVID-19 da bazı şeyleri yalnızca daha da zorlaştırıyor. Bu utanılacak bir şey değildir.


Psikolog ve “The Stressed Years of Their Lives” kitabının yazarı B.Janet Hibbs, “Hayatları boyunca iki Amerikalıdan biri teşhis edilebilir ruh sağlığı bozukluğuna sahip olacak,” diyor. “Ancak onlar tedavi edilebilirler. Bu korkulacak bir şey değil.”


Hibbs, çocuklar stres altındaysa, ebeveynlerin onları yargılamamaları gerektiğini söylüyor. Onları dinleyin ve onlara destekçi olun. Böylece size güvenmeye ve sıkıntılarını ciddi bir şekilde göz önünde bulundurmaya devam edeceklerdir.


7. Ne zaman yardım isteyeceğiniz bilin.

Pensilvanya Üniversitesinde bir doktor - profesör olan ve Hibbs'in ortak yazarı Anthony Rostain, stresin okul döneminde oldukça yaygın olduğunu ancak durum kaygılı olmayı ve depresyonu klinik olarak tedavi etmeye geldiğinde stresi fark etmenin zor olduğunu söylüyor.


Dikkat edilmesi gereken uyarı işaretleri:

  • Uyku problemi

  • Uyanma problemi

  • Yeme bozukluğu

  • Umutsuz veya değersiz hissetme

  • Bayılma noktasına gelene kadar içme

  • Video oyunları oynamayı durduramama

Üniversitede bir komşunuz ya da yeğeniniz var mı? Bu hikâyeyi onlarla paylaşın.


Yazar: Elissa Nadworny

Çeviri: Rüveyda Uzunoğlu


College Is Important. So Is Mental Health. Here's How To Study Without Burning Out

Originally published © Kdeq.org/mindshift

329 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ÖĞRETMENİM

EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page