Bu yazımda, kullandığımız sözcüklerin boyutlarından bahsetmek istiyorum. Normal gelişim gösteren her insan için dil kullanımı kaçınılmaz bir olgudur. Dil kullanımının bir yolu da sözcüklerden geçer. Aslında sokakta birbirini paylayan, savaşlarda birbirini öldüren, kıtlıkta yemeğini paylaşmayan, barıştan yana tavır takınmayan insanoğlunun ender ortak eylemlerinden biridir sözcük kullanımı. Konuşurken yazarken sözcükleri aktif, dinlerken okurken ise sözcükleri pasif olarak deneyimleriz. Bazı insanlar vardır ki bal gibi konuşurlar, heyecanla dinleriz; bazı insanlar vardır ki tekleye tekleye konuşur, bitse de gitsek deriz. Bazı kitaplar vardır, bir solukta akıp gider; bazı kitaplar da günlerce sürünür. İşte tam da bu noktada sözcük bilgisinin boyutlarının çok önemli olduğunu hatırla(t)makta fayda var.
İlk olarak derinlik boyutundan bahsetmek istiyorum. Bir sözcüğün farklı anlamlarını bilmek derinliğe işaret eder. Sözcüklerin bir temel (gerçek) anlamı vardır. Sözlüğe baktığımızdaki ilk anlamıdır. Söz gelimi TDK tarafından hazırlanan çevrim içi sözlüğe baktığımızda kol sözcüğüne karşılık "İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm." ifadesini görmemiz gibi. Bir de temel anlamının dışında sözcüklerin kazandıkları yan, mecaz ve terim anlamlar vardır. Okul yıllarından hatırladığımız kapının kolu gibi meşhur yan anlam örnekleri hâlâ zihnimizdedir. Derinlik, bildiğimiz bir sözcüğü farklı anlamlarıyla kullanma becerisi sağlar. Kol sözcüğünden örnekleri genişletmek gerekirse "Bugün okulda eğitsel kol çalışmamız var.", "Taşımaktan kollarım koptu.", "Kol böreği yedim.", "Ağacın kollarında hastalık var." gibi cümlelerde kol sözcüğünün değişik anlamlara sahip olduğu görülür.
İkinci olarak genişlik boyutuna bakalım. Farklı konularda çok sayıda sözcük bilmek genişliğe işaret eder. Genellikle çok okuyup dinleyen kişilerin bildikleri sözcüklerin sayısı da fazla olur. Aynı zamanda farklı konularda sözcüklere sahip olmak bireylerin entelektüel gelişimini de yansıtır. Bir insan teklemeden ve akıcı konuşuyorsa sözcük hazinesi geniştir. Tasarladığı fikirleri ve hissettiği duyguları geniş bir sözcük havuzunu kullanarak aktarabilme becerisine sahiptir. Genişlik boyutunu somutlaştırmak için Prof. Dr. İlber Ortaylı'yı örnek gösterebiliriz. Çıktığı programlarda müzik, resim, edebiyat, mimari, felsefe, coğrafya, mühendislik, ziraat gibi birbirinden çok farklı alanlarda o alana özgü terimleri ve ifadeleri bağlamında kullanarak kendisini ilgiyle takip etmemizi sağlamaktadır.
Son olarak ağırlık boyutuna da değinelim. Ağırlık dediğimiz boyut, bir bireyin bir konuda çok sözcük bilmesini ifade eder. Aslında ağırlık boyutuyla bir konuda derinlik kazandığımız ortaya çıkar. İnsanların değişik uğraş ve ilgileri olur. Bunlar insanların o konuda derinleşmesine kapı aralar. Bu yolla o konuyla ilgili değişik sözcükleri ve ifadeleri öğrenirler. Örneğin bir kişinin felsefeye ilgisi varsa felsefe alanında kullanılan sözcükleri dahası terimleri öğrenmesi gerekir. Bu süreç yeni okumalarla ve keşiflerle daha da ileriye taşınır. Daha bilindik bir örnekle somutlaştıralım. Futbola ilgisi olan bir çocuğun santra, taç, korner, penaltı, serbest vuruş gibi sözcükleri kullanması futbolla ilgili terimleri içselleştirdiğini gösterir. Ağırlık boyutu ilgileri ortak insanlar arasında iletişimi ve etkileşimi kolaylaştırır. Çünkü konuştukları dil ortaktır. Sözcüklere dışarıdan bakıldığında sanki sözlüklerin içine hapsolmuş gibi gelse de sözcükler dilimizi daha canlı ve zengin kılmaya devam etmekte vesselam.
Dr. Gürkan MORALI
Comments