Uzun zamandır kitap tanıtımı yazıları yazmıyordum. Bu bir başlangıç olsun bundan sonraki kitaplar için de😊 Birkaç hafta önce okumak için elime aldığım ve geçen hafta Sezer Ortadağ’ın da katılımıyla gerçekleşen, sohbetini yaptığımız sıcacık bir kitap Tebeşir Tozu… Otobiyografik roman tadında özellikle biz eğitimcilerin benzer yaşantılarla sık sık kendini bulduğu kimi hüzünlü, kimi gülümseten çok keyifli bir kitap.
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rutbe-i aklı eserinde.” demiş Ziya Paşa, ne güzel söylemiş 😊 Kitabı okurken de söyleşi sırasında da aklıma gelen ilk cümle bu oldu nedense...
İşini emeğini katmış önüne, kelimelerle harmanlamış ayinesini…
Çocukluk yıllarında başlamış mücadeleci kişiliğini oluşturmaya Sezer Hoca…Zorlu koşullar güçlü bir insan yaratmış ve iyi ki de yaratmış ki eğitim camiasında örnek alınası idealist bir öğretmen olmuş hepimize… Çocuk yetiştirmede de o kadar kolaya kaçmadan biraz yaşam deneyimi ile büyütmenin önemini göstermiş satır aralarında hafiften…
İyi bir anlatım, su gibi akıyor, akarken içine alıyor insanı tüm içtenliğiyle…
Çoğu yerde altını çizdim okurken, kendime de ilham olsun, arada hatırlayayım diye…
Size merak uyandırsın diye üç beş satır alıntı yapayım, içime dokunan paragraflardan 😊
İlkokul anılarından başlıyor kitap, belki de hepimizin en çok hatırladığı, benim gibi orta yaş olanların da mutlaka trajik anılarının olduğu zamanlar, Sezer Hoca içinde benzer geçmiş. Gönlümüze dokunan öğretmenler kadar başka türlüsü de olabilirdi dediğimiz öğretmenler de başka bir yerden güçlendirmiştir belki de çoğumuzu kim bilir 😊
Yani hep iyiyi görsek kötüyü seçemeyiz ya bize öyle olmamayı, sevmeyi, her koşulda çok sevmeyi öğretmiştir belki de karşılaştığımız olumsuz örnekler… İşte onun gibi ilkokul anılarında kızaran elmalar, kırmızı kurdeleler, en çalışkanlar derken ayırmamayı öğrendik tüm çocukları kendi deneyimlerimizle 😊 Çocukların her koşulda anlaşılmaya ihtiyacı var, iyi dinlenerek, sorunlarının farkına varılması gerektiğini, Sezer Hocanın akran zorbalığını kendi yöntemlerinde çözmeye çalışırken anlıyoruz biraz da. Üç farklı okulda beş farklı öğretmenle geçen ilkokul serüveni biraz daha empati dedirtiyor öğretim sürecinde hepimize 😊
Ortaokul yıllarında “Aslında bizler gökkuşağı gibi rengarenk çocuklardık ama maalesef ki ileri derecede miyop renkkörü bir sisteme emanet edilmiştik.” diye dikkat çektiği müzik, resim, beden eğitimi gibi derslerin çocukların gelişiminde ne kadar etkili olduğunu anlatıyor bizlere. Özellikle çocukların her türlü sorunundan uzak olmanın onlarda yarattığı tahribatın farkına varamamanın sonuçlarını görüyoruz, babasının 62 günlük yokluğunda…Ve yine biraz ergenlik, biraz büyüme serüveni ile harmanlamış Sezer Hoca ortaokul yıllarını…
Sağlık Meslek lisesinde geçen zorlu lise zamanlarını okula rağmen başarılı olmaya çalışmak olarak görmüş anlatırken. Ve “yorucu koşturmada mutlaka yanımızda almamız gereken azıklar” derken en çok müziğe sığınmış yorulduğunda... İki telli emanet bağlamayla müzik yol olmuş tırmandığı yokuşlarda Sezer Hocaya…
Uzak diyarlarda üniversite okurken bile kopmamış ne bağlamasından ne şarkılarından… Minik notalara kadar taşımış müzik aşkını yüreğinde…
Ve Mardin'de başlayan ilk öğretmenlik anıları…Hep sevgi ile anlatmış o güzel yıllarını…
Zorlu koşullarda geçen Bingöl Arzu Köy anıları öğretmenin kıymetini, fedakarlığını ve mücadelesinin kutsallığını ne güzel özetliyor bizlere… Yıllarıdır memleketimizin en ücra köşelerinde çok zor şartlarda görev yapmaya çalışan öğretmenleri yerden yere vurmadan önce bir kez daha düşünmek gerekiyor belki de öğretmen kimdir diye😊
Yatılı bölge okulunda küçücük çocukların zorluklarında kendi çocukluğuyla empati yapıyor hep. Hiperaktif çocuğu anlatırken doğal dille yaklaşmanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz biraz da 😊 Ve Minik Notalar…Muhteşem bir doğuş hikayesi var Minik Notalar'ın 😊
Azim ve sevgi birleşince mucizeler ortaya çıkmış. Çift kanatlı varlık olan insanın yükselmesini akademik derslerin olduğu kadar sanatsal derslerinde desteklenmesiyle olacağına inanıyor Sezer Hoca. Resim ve müzik derslerinin en az matematik kadar önemsenmesini istiyor.
Sezer Hocanın Minik Notaları böyle doğmuş, büyümüş var olmuş, konserden konsere başarıyı tatmışlar hep birlikte… Ne de güzel olmuş… Başarıları daim olsun minik müzisyenlerin, başarıları daha çok olsun Sevgili Sezer Ortadağ Hoca'nın 😊
“Sadece işimi yapıyorum.” diyor “Bildiğim her şeyi çocuklara öğretmeye gayret ediyorum.” ama emeğin değerini ancak bir sevdaya emek harcayanlar bilebilir diye de ekliyor😊
Emeğine, yüreğine, kalemine sağlık Sezer Ortadağ….
Ve son söz kitaptan…
“Derse girip konuyu anlatıp bir kenara çekilmek öğretmenliğin doğasına aykırı bir durumdu. Çocukların hayal ve duygu ufukları biz yetişkinlerden çok daha yüksek seviyelerdeydi kuşkusuz. Bundan dolayı öğretmenlerin çocukların seviyelerine inmekten kastettikleri şey aslında onların düzeyine çıkabilmekti.”
Keyifle okuyun.
Sevgiler…
Nermin ELMAS
Comments