top of page

Tutunamayanlarla Şiire Yolculuk

Bugünlerde TRT 1 ekranlarında yeni bir dizi yayın hayatına merhaba dedi. Dizinin ismi Tutunamayanlar. İsmi ile bizlere Oğuz Atay'ı, dahası onun kült eserini, Olric'i ve nicesini çağrıştırdı. Absürt komedi türündeki dizi hem oyuncu kadrosu hem replikleri hem de arabesk çalan müzikleriyle kendine has bir izleyici kitlesi oluşturma potansiyeline sahip. Ayrıca dizinin süresinin 60 dakika olması da oldukça dikkate değer.

Bu dizinin orijinal yönlerinden biri ise dizide "şiir"e özne olarak yer verilmesi. Senaryonun kurgusunda "Şiir-Şair-İlham Perisi" ayrıcalıklı bir konuma sahip. Kültür ve edebiyat geçmişimizde önemli bir yere sahip olan şiir, ne yazık ki günümüzde hak ettiği yerden çok uzakta. Bu dizinin şiirin dünyasında bir farkındalık oluşturabileceğini öngörüyorum. Dizideki başrol oyuncularından Zafer Algöz Şiir Perisi İlhan, Barış Yıldız ise Şair Lütfü karakterlerini canlandırmakta. Zafer Algöz ile Şiir Perisini aynı satıra denk getirince insanın aklında neler canlanmıyor ki. Şair Lütfü kendini bulamamış ve şiir yolculuğunda kimliğini arayan bir şair. Şair Lütfü ile Şiir Perisi İlhan arasındaki diyaloglar oldukça enteresan ve komik. Şair Lütfü kendini edebiyata şiire adamış bir idealist, tüm zamanını şiir yolunda geçirmekte. Şiir Perisi İlhan ise Lütfü'nün idealliğiyle taban tabana zıt realist bir zat, karnını doyurma peşinde. Bu iki karakterin karşısında bizim hissemize düşen ise şiir dünyasının geçmişine yolculuk etmek. Şiir Perisi İlhan, Şair Lütfü'yü zamanda yolculuğa çıkararak geçmişteki şairlere götürmekte ve biz ekran başındaki seyircileri, döneminin ünlü şairleriyle tanıştırmakta. Dizinin bu yönüyle insanlara farklı şairleri ve onların özelliklerini tanıtma konusunda öğretici olacağını düşünmekteyim. Daha ilk bölümde bizleri Amerikalı Şair Edgar Allan Poe, ikinci bölümde ise hiciv ustası Nefi ile tanıştırması oldukça ilgi çekiciydi. Bu sahnelerin genç kesimin merakını teşvik edeceğini umut ediyorum. Özellikle dizinin bu bölümlerde absürtlüğün tavan yapması, birden zamanın ve mekanın değişmesi merakı bir kat daha artıracaktır. Örnek olarak ilk bölümdeki Edgar Allan Poe sahnesini izleyebilirsiniz.

Dizi sadece bu sahneleriyle değil, başrol oyuncusu Doğu Demirkol (Tarık) ve Ecem Çeşmioğlu'nun (İrem) ilk karşılaşmasında da şiirin gücünü kullanmıştır. Attila İlhan'ın Emperyal Oteli şiiri ile bizleri bambaşka diyarlara götürdüler bile. Etkisini sosyal medyada görmek mümkün. Dizinin hemen akabinde çeşitli platformlarda "Ben hiç böylesini görmemiştim/Vurdun kanıma girdin itirazım var #attilailhan" paylaşımlarını görmeye başladık.

Sanırım şiir bu dizinin olmazsa olmazı olacak. Şiir okumayı, şiir dinlemeyi unutmaya yüz tuttuğumuz bu günlerde şiiri bizlere tekrar hatırlatacak. Belki şair olmak zor, yürek ve emek isteyen bir uğraş. Ama şiirden zevk almak, estetiği öncelemek hepimiz adına mümkün. Dizinin yediden yetmişe insanları bugünlerde şiire maruz bırakması oldukça değerli. Hatta diziden şiirle ilgili kesitlerin Türkçe ve edebiyat derslerinde otantik materyal olarak kullanılması bile mümkün. Düşünsenize popüler isimlerle eğlenceli ve komik bir şekilde şair Nefi'yi keşfediyorsunuz. Yeter ki şiiri gönülden duyabilelim, gönüllere duyurabilelim.


Dr. Gürkan MORALI


331 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page