top of page

Z Kuşağını Konuşalım mı Biraz?

Mesleğimiz gereği fazlaca birlikteyiz çocuklarla. Sabah daha ayılamamış o mahmur gözlerle karşılaşıp günü onlarla kapattığımız çok oluyor. Ne yalan söyleyelim, garipler :)

Hissettiğini söyleme konusunda çok cesurlar. Niye diye soruyorlar. Sorguluyorlar. Bilinmeye bayılıyorlar. Görmezden gelinmeye tahammülleri yok, küsüyorlar. Müthiş bir direnç var. Lakin sevgiyi hissettiklerinde afallıyorlar. Nasıl ya? der gibi suratına bakıp algılamaya çalışıyorlar. Emin olduklarında pamuk gibi oluyorlar. Yüzünü güneşe dönen ayçiçekleri gibi, tam teslimler. Ama kırılmaya da çok meyilliler. Bazıları açık hedef gibi ortada, bazıları tam tersi . Görünmezlik kıyafeti giydiklerini sanıyorlar, fark edildiklerinde sobelenmiş gibi oluyorlar, anlam veremiyorlar. Anlam veremedikleri onca fikir arasında kendilerine yer açıyorlar. Çabuk sıkılıyorlar, çabuk tüketiyorlar. Buralardan bakınca biz büyükler tedirgin oluyoruz ancak doğru yerden işlendiklerinde unutmuyorlar. Beklenmedik anlarda gelen büyük büyük cümleleri var, söylerken çekinmiyorlar. Bir öğrencim şöyle demişti, "Hocam sizin gömleğiniz geçmişle ilikli. Olmuyorsa bile saklıyorsunuz. Biz olmuyorsa giymiyoruz, bu kadar. Oluruna bırakmak lazım." [Garip demiştim :)] O ağırlıklarla biz olduk diye nutuk çekesiniz geliyor ama durup düşününce de hak veriyorsunuz. Tuhaf bir şekilde sizle aynı dertleri dert edinebiliyorlar. Zorunluluktan teknolojinin göbeğine doğdular, teknolojiyle oynadılar. Her şeyden haberdarlar, işlerine geldikleri kısımda varlar. Ama bir yerden yakaladığınızda aynı dili konuşabiliyorsunuz. "Sen çocuksun anlamazsın." bu grup için komik durabiliyor. Bazen zorladıkları da oluyor. İşte orada öğretmen kimliğine sığınıyorsun. Hayat telaşı içinde meşguliyetin ortasına doğmuş bu çocuklara ilgi göstermek gerekiyor. İşlemek lazım ince ince, bıkmadan. Olmaz bundan demek kolay yol.


Öğretmeye cesareti olan öğrenmeyi bırakmasın demişler. O cesareti gösterdiysek buralarda da bu çocuklara dokunmak zorundayız. Yöntem değiştirmek şart. Eskilerin tahta cetvelle sınıfa girip çatık kaşla anlattıklarını anlamazlar. Direnci kırmanın en güzel yolu sevgi. Kuşaklar arasında bundan daha güzel bir bağ olabilir mi!


Hilal KUZENCİK

150 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Oblomovluk

EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page