top of page
Enes Çalışkan

Finansal Okuryazarlık ve Eğitimi

Antik çağlardan günümüze değin insanoğlunun ekonomik eylemleri dönemin zihniyetine göre evrilmektedir. Çoğunluğun üretici kimliğini sanayileşme süreciyle kaybetmesi, doğrudan tüketici sınıflandırmasını toplumların geneli için geçerli kılmıştır. Gelişimin sadece “sanayileşme” olduğunun sorgusuz kabulü, tüketiciliği zorunlu kılar. Sanayileşme politikası için artık bireyler potansiyel müşteri, toplumlar olası pazarlardır. Haliyle üretimin mekanikleştiği ve tüketimin yaygınlaştığı çağımızda kişilerin bireysel bütçelerini kontrol edebilmesi, gelir ve giderlerini düzenleyebilmesi -üst başlıkta para yönetimi- zorunlu beceriler arasında anılmalıdır. Emek satışıyla edinilen gelirin, yaşam ve tatmin olmak amacıyla geleceği organize etmek için bilinçli bir yönetime ihtiyaç duymasından hareketlenen “Finansal Okuryazarlık” bireylerin gelirlerini, birikim ve yatırımlarını akıllıca değerlendirip, bütçelerini doğru yönetebilme yetkinliğine sahip olabilmek şeklinde tanımlanır.(Karaağaç, 2015: 5). Ayrıca bireylerin yaşam boyu mali refahı için finansal kaynaklarını etkin biçimde yönetmesini sağlayacak bilgi ve beceri kullanabilme yeteneği olarak da sınırlandırılmıştır (Bozkurt, Toktaş ve Altıner, 2019: 3). Gün geçtikçe tüketiciliğimizin arttığı dahası artacağı küresellikte bireysel ekonomimizin şekillenmesinde ve idaresinde doğrudan karar merci olabilmek adına finansal okuryazarlık becerisi ortaöğretimden itibaren kazandırılmalıdır. Çünkü toplumu tüketici kimliğine büründürmeyi daha doğrusu müşterileştirmeyi arzulayan bir anlayışın aşılmış olsa bile kolay kolay rafa kaldırılamayacağı ortadadır. Kuşaklar boyu yönlendirilen nesillerin zaman içinde bu niteliği kanıksayacağı ve muhafaza edeceği gerçeğiyle birlikte artan nüfusun iticiliği üretim yerine tüketimin tercih edilmesini kolaylaştırmaktadır. İnsanın temel yaşam gereçlerine ihtiyaç adını verdiği sayısız alım satım ürünlerinin dahil etmesi, basit toplayıcılık tüketimini kat be kat geçmiştir. İş bu halde tüketicilik kimliğinin nesilleri karşılayacağı hakikati idrak edilmelidir. Tartışmamız gereken husus, bu hakikatin nasıl düzenleneceğidir. Kaçınılmazlığımızı bilinçlendirmek, doğmuş yahut doğacak dezavantajların çözümünde birincil araç olacaktır. Tüketiciyiz, bilinçli bir tüketici olmak hatta bu bilinci ortaöğretim seviyesinden başlatmak neden önemsiz olsun ki? Pandemi sürecinde sağlık okuryazarı olmanın kıymetini açıkça gözlemledik. Finansal okuryazarlığın kıymetini, başarısız bütçe yönetimleriyle iflas eden kişi yahut ailelerden anlayabiliriz. Medya, sağlık, bilgi, gıda ve beslenme okuryazarlığı gibi finans bazlı bir okuryazarlık günümüz dünyasında yaşamak daha doğrusu refah bir yaşam için oldukça önemlidir.

Bakış açımızı evrensel bir düzeye çekersek bilinçliliğin cehalet hariç hangi kavramı nitelerse nitelesin mükemmel bir sıfat olduğu kanısına varabiliriz. Bilinçli tüketim, sınırlı kaynaklarla sınırsız savurganlığın önüne geçecektir. Basit düşünmenin aksine aile veya birey ekonomisinin selameti için ihtiyaç duyduğumuz finansal okuryazarlık sayesinde bilinçli bireyler küresel çapta azaltılmış tüketime katkı sağlayacaktır. Ortaöğretim düzeyinden itibaren finansal yetkinliğin kazandırılması, kısaca özetlemeye çalıştığımız nedenlerden ötürü ihtiyacımızdır. Bilindiği üzere 21. yüzyılın statü belirleyicileri kişisel becerilerdir. Toplumculuğun kaybolan etkisiyle kalabalıklar arasından ayrışabilmek, rakiplerin üstünde bilge ve beceri performansı gösterebilmek şartıyla mümkündür. Mekanizasyon, kitlesel kas gücü ihtiyacını düşürerek odakları tekil operatör ya da yöneticiler üzerine yoğunlaştırmıştır. Bu doğrultuda belirli kriterlere haiz güruhları organize etmek güdüsüyle kurulan okul kuruluşları, teknik içerikten ziyade beceri gelişimini öncelemeyi, bütçe ve mesaisini bu arzuyla sarf etmeyi hedeflemelidir. Okuryazarlık becerileri, nitelikli bir gelişim izlenimini aksine oldukça yüzeysel görünse de şüphesiz basit parçalar bütünü oluşturur. Temel seviyede kazandırılması, uzun vadede bireysel gelişimin yanı sıra toplumsal kalkınmayı sağlayacak ve sosyal bilinçlilik düzeyini arttıracaktır. Nihayetinde çağın gerekliliklerine ayak uydurmaya direnen muhafazakâr (!) kuruluşların devletin ve ulusun yok oluşunu hızlandırdığı apaçık ortadadır. Bu yüzden eğitim programları çerçevesinde -şimdilik köklü bir değişiklik beklenilmemesine rağmen- mutlak değişim ve düzenleme gerekir. O halde okuryazarlık becerileri programlarda ne şekilde yer edinmelidir? Mevcut içerikte bulunmakta mıdır? Ders kitaplarında müstakil ad almamasına karşın çeşitli okuryazarlık becerileri izlenmektedir. Gerek içeriğin içine gömülü gerek isteğe bağlı etkinliklerle sunu materyalinde rastlanmaktadır. Örneğin medya okuryazarlığı için (.gov.tr/.tr/.edu.tr) gibi uzantıların araştırma görevlerinde kullanımı telkin edilmektedir. -En azından adım atılmıştır.- Finansal okuryazarlık içinse kullanılan bazı metinler doğrudan veya gömülü olarak birikim, tasarruf ve israf karşıtlığı düşüncelerini işlemektedir. Bilgi okuryazarlığı içinse yargıların geçerliliği ve güvenilirliği üzerine konular işlenmektedir. Bir diğeri okuryazarlık becerisi olan sağlık alanı için metin içi yönlendirici ifadeler izlenir. Ayrıca belirli okullarda sağlanan imkanların çapıyla paralel olarak acil yardım eğitimlerinin sunumu gözlenmektedir. Peki ne şekilde yer almalı? Bu konuda iki farklı görüşten bahsedilebilir. İlki okuryazarlık becerilerinin başlı başına müfredata sahip ders niteliği kazanması. Başlıca öneme sahip becerilerin düzenlenmiş içerikle sunumuyla öğrenci mezuniyetine değin niteliğin geliştirilmesi temenni edilmektedir. Bir diğeriyse okuryazarlık becerilerinin ders içeriğine gömülü sunulmasıdır. Halihazırda bu metot izlenmektedir.

Kullanımdaki gömülü içeriğin yetersizlik izlenimi, nicelik ve nitelik bakımından bir artış talebini beraberinde getirmektedir. Tabi ki bu iki yol tartışmaya açıktır yani geliştirilmeye müsaittir. Finansal okuryazarlık becerisinin içeriğinden söz edecek olursak, tanımdan hareketle ekonomi çerçevesinde anlamlandırma ve karar verme yetkinlikleriyle genel görünümü oluşturabiliriz. Buradaki “ekonomi” kavramı kişisel veya aile bütçesini karşılamaktadır. Ancak sadece şahsi bütçe yönetimi ile sınırlandırmak doğru olmaz. Alanda yetkinlik sağlayıp söz konusu beceriyi yaşamda kullanma okuryazarlık adına daha makul bir kapsamdır. Ekonomi terim ve kavramlarına hakimiyet, yazılı ya da görsel materyallerin yorumlanması ve çıkarım anlamlandırma ayağını oluşturan unsurlardır. Örneğin geçirdiğimiz pandemi sürecinde sağlık alanında okuryazarlık becerisinin önemini uygulamalı olarak tecrübe ettik. Anlam veremediğimiz terimler, çıkarımda bulunamadığımız materyaller süreci zorlaştırmakla birlikte üstüne üstlük yaşanan kayıpları arttırmıştır. Virüs dönemi sonunda internet arama motorlarının yayınlamış olduğu verilerden anlaşılacağı gibi ilgili bütün aramalar sağlık okuryazarlığının kapsamını oluşturan unsurların eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Kimilerince “10 saniyede Google aracılığıyla öğrenebileceğimiz terim ve kavramlar için neden zaman harcayalım ki?” sorusu sorulabilir. Okuryazarlığı sadece terim ezberi zannedenlerin savunmaları olan bu soru, beceri kavramını idrak edememiş olmanın sonucudur. Haberlerde sıklıkla karşılaştığımız bir başlık var; “Heimlick manevrası hayat kurtardı.” İşte bu başlık, sorunun -tek başına yetersiz olsa da- cevabıdır. Daha üst bir bakış açısından yanıtlamak istersek yalnızca bilinçlenmek yeterli olacaktır. Uzun uzadıya felsefe problemlerine giriş yapmasak da varlığımızın temel gayesinin bilinç ve zihin gelişimi olduğu çoklarınca kabul edilir. Neden kaliteli bir ömür için becerilerimizi arttırmayalım? Karar verme yetkinliğine gelecek olursak daha çok üretimde bulunma eylemiyle eşleyebiliriz. Bilgi ve birikimin zenginleşmesiyle üretime geçmek finansal okuryazarlığın bir diğer unsurudur. Bir ustanın yaptığı bıçak ve yazarın kaleme aldığı kitap bizlere üretimi çağrıştırıyor. Finans bağlamındaysa üretim, karar verebilme özgürlüğü ve özgünlüğüdür. Verdiğimiz her karar ilgili konuda zihnimizin bir üretimidir. Doğru yatırım, iyi planlanma sonunda elde edilen kazançlar bizlerin ekonomimiz hakkında ürettiğimiz kararların sonucudur. Yani karar vermek anlamlandırılan ve çıkarımda bulunulan içerikten hareketle elverişli sonuç için yargıda bulunmaktır. Eklenecek birçok unsur olsa da özünde bu iki unsur finansal okuryazarlığın taşıyıcı kolanlarıdır. İzaha muhtaç birçok noktası olduğu hakikattir. Ülkemizde henüz farkındalığı gelişmese de zamanla eğitim hayatımızda yer alması, hakkında yapılacak çalışmaları arttıracaktır.

Son olarak kurumlarda ne gibi düzenlemeler yapılabileceği ve sunulabilecek çalışmalardan bahsedelim. Finansal okuryazarlık eğitimine kuramdan uygulamaya uzanan aşamalı bir öğretim programı ile başlanmalıdır. İlgili terim ve kavramlar, konu hakkındaki nitelikli kaynakların sunumu, tartışma ve üretim imkanlarını içeren başat bir program. Şahsi kanaatimce müstakil bir ders niteliği taşıması önem arz eden okuryazarlığın, sağlıklı ve verimli bir işleyiş için genel çerçevesini çizmeye çalıştığımız bir öğretim programının varlığı zorunludur. Henüz konu hakkında ilginin düşük oluşu beklenebileceği gibi literatürün de zayıflığını gözler önüne sermektedir. Finansal yetkinliğin daha çok iktisat biliminin inceleme alanı olması nedeniyle eğitim bakış açısıyla yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır. Ayrıca becerileri kazandıracak eğiticilerin yoksunluğu bir başka meseledir. Branş öğretmenlerinin mi sorumluluğu yükleneceği ya da haricen beceri eğitmenlerinin mi görevlendirileceği tartışılır. Branş öğretmenlerinin rehberliği tercih edilirse hizmet içi eğitim, derecelendirme -sertifika- sınavları vb. yeni ihtiyaçlar doğacaktır. Harici bir beceri öğretmeni tercih edilirse bu usta öğreticilerin kimlerden oluşacağı, yetkinlikleri ve hazırlanma süreçleri gündemimize girer. Program ve öğretici tartışmalarına ek olarak eğitim içeriğinin ne olması gerektiğinin belirlenmesi şarttır. Program bu belirginliği sağlar ama detaylı etkinlik tasarımları okuryazarlığın kazanılmasında kritiktir. Eksik bırakılmış emsal olay pasajları, terim ve kavram değerlendirmesi, tasarı olay hakkında tartışma, yaşamımızdaki ekonomik hadiseler hakkında münazara gibi çeşitli ders içi etkinlikler zihnimizde canlanır. Fakat unutmamak gerekir; beceri eğitimleri -özellikle okuryazarlık becerileri- alışılagelen branş derslerinden içerik ve değerlendirme açısından ayrılır. Rutinleşen matematik, fizik, kimya, edebiyat ve Türkçe dersleri için kullanılan yöntem ve teknikler belirli düzeye kadar beceri eğitimleri için elverişli olsa da çoğu nedenden ötürü özelinde hazırlık ve uygulama ihtiyacı hisseder. Kullanımdaki sınıflarda mı yapılmalı yoksa kurumda çalışma alanı mı verilmeli? Değerlendirme için hangi ölçütler kullanılmalı? Eğitimlerin tamamlanması kişiye ne gibi getiriler sağlamalı? şeklinde okullarda okuryazarlık becerilerinin varlığı için daha birçok soru sorulabilir. Belirttiğimiz gibi geliştirilmeye açıktır. Bunca tartışmanın sonunda net bir şekilde dile getirebiliriz ki; okuryazarlık becerileri günümüzün ve geleceğin başlıca kişilik gelişimi ihtiyacıdır. Finansal okuryazarlığın amacı küçük muhasebeciler yetiştirmek, iktisat fakültelerinin personel ihtiyacını karşılamak ya da şirketlere sipariş üzerine eleman sağlamak değildir. Arzu edilen bireyin refah ve anlamlı bir yaşam geçirmesi için ihtiyaç duyduğu ekonomi terim, kavram ve metotlarına sahip olması ve de günlük yaşamına birikimini beceri olarak yansıtabilmesidir.


Enes ÇALIŞKAN


Kaynakça Bağcı, H., ve Arabacı, S. M. (2019). Finansal Okuryazarlık Düzeyinin ve Finansal Okuryazarlığı Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi, BMIJ, 7(3), 68-88.

Bozkurt, E., Toktaş, Y., ve Altıner, A. (2019). Türkiye’de Tasarruf ve Finansal Okuryazarlık Üzerine Bir Araştırma. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 18(72), 1580-1605.

Doğan, M. (2019). Türkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması 1. Third Sector Social Economic Review, 54(4), 1602-1620.

Güvenç, H. (2017). Öğretim Programlarımızda Finansal Okuryazarlık. İlköğretim Online, 16(3), 935-948.

Karaağaç, A. (2015). Finansallaşma Sürecinde Finansal Okuryazarlık, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2015.

Kılıç, Y., Ata, H. A., ve Seyrek, İ. H. (2015). Finansal Okuryazarlık: Üniversite Öğrencilerine Yönelik Bir Araştırma. Muhasebe ve Finansman Dergisi, (66), 129-150.

Sarıgül, H. (2015). Finansal Okuryazarlık Tutum ve Davranış Ölçeği: Geliştirme, Geçerlik ve Güvenirlik. Journal of Management and Economics Research, 13(1), 200-218.

Sönmez, M. T. (2022). Erken Dönemlerde Finansal Farkındalığın Gelişmesi ve Finansal Okuryazarlık Konularının Matematik Dersine Entegresi. Yaşadıkça Eğitim, 36(2), 569-589.

166 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page