Dil öğrenenlerin akademik ihtiyaçları bariz ve karmaşıktır, zorlandıkları zaman nasıl yardım edeceğimizi bilmek başarıları için kritiktir.
İngilizce öğrenen öğrenciler okulda zorlanmaya başladıklarında özellikle nedenini anlamak ve nasıl yardım edeceğimizi bilmek güç olabilir. Lydia Breiseth’in Understood için yazdıklarına göre İngilizce dil öğrenicileri (ELLs) için var olan servis ve destekler üzerine birçok mit ve yanlış anlaşılma var; bu, okulların dil öğrenicilerini ihtiyaçları olmamasına rağmen özel eğitim servisine yönlendirmesine kadar uzanıyor. Lydia, bu mitlerin arkasındaki gerçekleri bilin diyor, böylece eğitimciler öğrenciler için daha iyi sonuçlanacak değişimlerde bulunabilir.
Bunu yapmaya sınıfınızdaki İngilizce dil öğrenicilerini tanımaya çalışarak ve ihtiyaçları konusunda daha bilinçli olarak başlayın. Breiseth, her durumda ama özellikle zorlandıkları zaman dil edinim aşamalarındaki süreçlerinde yardım edebilmemiz için zayıf/güçlü yanları ve geçmiş tecrübeler de dâhil olmak üzere öğrenciler hakkında önemli bilgiler edinmemizi öneriyor.
İngilizce dil öğrenicileri ve aileleri için bir kaynak olan Colorin Colorado’nun yöneticisi olan Breiseth, “İngilizce dil öğrencileri sınıfa eşsiz yetenekler katar.” diyor. “Genelde zengin geçmişleri, farklı bakış açıları ve birçok dil ve kültür arasında geçiş yapabilme kabiliyetleri vardır. Belki de vücut dilinin ve ses tonunun farkında olmak gibi kültürel sosyal-duygusal becerilere de sahip olabilirler.”
Breiseth, İngilizce dil öğrencilerinizi tanımaya başlarken aşağıdaki üç fikri aklınızda bulundurmanızı öneriyor.
1. Sessizlik dil öğrenmenin doğal ve önemli bir parçasıdır: Breiseth, çocuklar ve okulöncesi öğrencilerinin tipik olarak konuşmaya başlamadan önce duyduklarını anlaması gibi dil öğrenme sürecine başlayan çoğu öğrenci de sözsüz veya sessiz bir dönemden geçiyor diyor. Bu zamanın uzunluğu; öğrencinin dil öğretiminin ve sınıftaki komutların ne kadar zengin olduğuna, öğrencinin özgüven seviyesine ve risk alma konusunda teşvik edilip edilmediklerine bağlıdır.
Sessiz dönem tamamen doğal ve üretkendir ama Breiseth dil öğrencilerinin “dön ve konuş” etkinliklerini kullanarak konuşma zamanlarını düzenli bir şekilde artırmaları için nazikçe teşvik edilmesi gerektiğini öneriyor. Lisede İngilizce dil edinimi öğretmeni olan Rosie Reid “Özellikle İngilizce dil öğrencileri bol konuşma vaktinden yararlanır.” fikrine katılıyor. “Dinleyerek öğrenmek mümkünken sözel katılımın öğrenci okuryazarlığında ve yükümlülüğünde daha büyük kazanımlara yol açtığını gözlemledim.”
Dil öğrencilerine hazırlanacak vakitleri olması için önceden soruları vermeyi düşünün, yavaş konuşmayı ve öğrencilere düşünecek zaman vermek için sorulardan sonra duraklamayı unutmayın. İlkokulda ikinci dil olarak İngilizce öğretmeni olan Emily Kaplan, “Bu, İngilizce öğrencileri için çeviri yapacak, düşüncelerini işleyecek, İngilizce’ye tekrar çevirecek ve cevap verecek cesareti bulacak zamanı verir.” diyor.
2. Öğrenciler genelde sizi dil becerilerinin gerektirdiğinden daha iyi anlar: Dil kavrama, konuşmadan daha hızlı gelişir ve öğrenciler komutları tam olarak anlayabilir ama henüz akıcı bir şekilde cevap veremeyebilirler. Bu olay, öğretmenler ve öğrenciler arasında anlaşmazlık ve tedirginlik yaratabilir. Breiseth, “Çoğu durumda öğretmenlere başarı gibi gelmese de öğrenciler aslında başarı gösteriyor.” diyor.
Şemalar gibi görseller kullanmak İngilizce öğrencilerine dile karşı tutumları hâlâ gelişiyor olsa da düşüncelerini ve öğrenmelerini organize etmekte ve doğru yolda olduklarını size göstermelerinde yardımda bulunabilir.
Fotoğrafları önemli kelimelerle eşleştirmeyi ya da ödevlere dâhil etmeyi veya kavramayı güçlendirmek için çıktı aldığınız komutlarla kullanmayı düşünebilirsiniz. ESOL öğretmeni olan Karissa Knox Sroorel, Romeo ve Juliet’i öğretirken İngilizce öğrencilerine o sahnede karşılaşabilecekleri zor kelimeler olan bir broşür vermiş. Kelimeleri ve fotoğrafları tahtaya yansıtıp her birini açıklayan Knox Sorrell, “Broşürde kelimenin İngilizcesi, fotoğrafı ve öğrencilerin çevirisini yazmaları için bir kısım vardı.” diye yazmış.
3. İngilizce öğrencilerinin zengin ve katılımcı bir çevreye ihtiyacı var: Breiseth, İngilizce öğrencilerinin zorlandıklarında genelde kişiselleştirilmiş destek ve ilgi için özel eğitime yatkınlık gösterdiklerinin ama bunun sıklıkla bir hata olduğunu söylüyor. “İngilizce dil öğrencileri akademik olarak zorlandıklarında bunun her zaman dille ilgili bir soru olduğunu söylemeye bile gerek yok.” diye uyarıyor Breiseth. “Ama iyice düşünmeden özel eğitime yerleştirmek pek de işe yaramayacaktır.”
Bunun yerine, İngilizce öğrencilerinin zengin dil çevrelerine ve yeterlilik seviyelerine uyan kontrollü desteklere maruz kalmaları gerektiğinin akılda tutulması gerektiğini söylüyor. Öğrenciler çeşitli müfredata ihtiyaç duyar, özel eğitime yerleştirilmek onları yeterli zaman ve hedeflenmiş destek verildiğinde başarılı olacakları bir ortamdan koparmış olur.
Yazan: Meghan Laslocky
Çeviri: Esengül Metin
3 Tips to Remember When English Language Learners Struggle
Comments