top of page

Marat'ın Ölümü [Jacques-Louis David]

Güncelleme tarihi: 11 May 2023

Bazı ressamlar vardır ki eserleri ile mesajlarını doğrudan iletme konusunda ustadırlar. Bu ustalardan biri de Jacques-Louis David. Ressam David denince akla ilk gelen eser ise genellikle Marat'ın Ölümü adlı tiyatral tablodur. Bu tablo, dünyada "The Death of Marat" ismi ile bilinmektedir. Eser, Belçika'nın başkenti Brüksel'de yer alan ve bünyesinde 6 adet müzeyi barındıran Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzeleri (Musées Royaux des Beaux Arts de Belgique) kompleksindeki Musée Oldmasters Museum'da sergilenmektedir.

Jacques Louis David, eserini 1793 yılında 165x128 boyutlarında tuval üzerine yağlı boya ile resmetmiştir. Eserine konu olan ise yakın arkadaşı Jean-Paul Marat'ın bıçaklanarak öldürülmesidir. Marat'ın ölümü Ressam David'i derinden etkilemiştir. Çünkü Jacques Louis David, Marat'ı ölümünden bir gün önce evinde ziyaret etmiş ve fark etmeden dostu ile son konuşmasını yapmıştır.


Jean-Paul Marat, Fransız Devrimi dönemindeki ateşli gazetecilerden biridir. Kullandığı dil ile sözcüsü olduğu yoksul halktan ve cumhuriyet kurulması fikrini savunan Jakoben Kulübü'nden büyük destek görmüştür. Çıkardığı Halkın Dostu (L'ami du peuple) adlı gazetedeki radikal söylemler içeren yazıları ile kitleleri harekete geçirme potansiyeli olduğunu gözler önüne seren Marat (ki Jiroden Partisi'nin suçlaması ile mahkemede yargılanırken halkın desteği sayesinde beraatine karar verilmiştir. Ayrıca Marat halkı arkasına aldığını görünce "100.000 kişinin kellesi kesilecek" diye bağıra bağıra içindeki şiddeti dışa vurmuştur), toplumun bir kesimi tarafından kahraman olarak görülürken toplumun diğer bir kesimi tarafından ise hedef hâline getirilmiştir. Marat hakkında propagandalar yürüten ve bir kesimin ondan nefret etmesini sağlayan Jiroden Partisi, Jakobenler gibi monarşiyi desteklememesine rağmen cumhuriyet fikrine de çok uzaktır. Bu yüzden Marat ile fikirleri zıt düşmektedir. Yapılan karalamalar ve algı yönetimi sonucunda Jiroden Partisi taraftarı Charlotte Corday isimli kadın, 13 Temmuz 1793'te Marat'ı banyosunda bıçaklayarak öldürmüştür. Corday, bu olayın akabininde işlediği cinayeti kabullenmiş ve duruşmasında "100.000 insanı kurtarmak için bir insanı öldürdüm" diyerek işlediği cinayet için kendince haklı bir gerekçe sunmuştur. Ancak bu söylemi, 17 Temmuz 1793'te giyotinle idam edilmesini engelleyememiştir.

Tarihsel arka planında bu olaylar yaşanan tabloya ilk bakışta huzurlu bir ölüm atmosferi gözlenmekte. Bu atmosferin algılanmasını; dikey-yatay pozisyonlarda konumlandırılan kompozisyon, gereksiz ayrıntıların olmayışı, sadelik, ışığın bir taraftan gelmesi, arka planın sonsuzluğu çağrıştırması kolaylaştırmaktadır. Cinayet olgusu, insanlık için her zaman ürkütücü bir konu olsa da bu tabloda insanı rahatsız etmemektedir. Ortada bir cinayet olmasına rağmen cinayetin izi, Marat'ın bedeninde bir bıçak yarası ile gösterilmekte. Bu yara, Marat'ı öldürürken canını acıtacağı yerde sanki huzura kavuşturuyor. Çünkü Marat'ın yüzünde acı veya dehşet yerine huzur içinde kendinden geçmişlik hâli hakim. Ayrıca bu kanayan bıçak yarası ve Marat'ın yüz ifadesi beraber düşünüldüğünde Marat'ın ruhunu huzurlu bir biçimde teslim ediyor olduğu bile düşünülebilir. Marat gerçek yaşamda cilt hastalıklarından muzdarip olan bir kişi olmasına rağmen bedeninde cilt hastalıklarına dair en küçük bir işaret dahi yoktur. Bu resme de konu olan Marat'ın vaktinin çoğunu banyodaki küvette çalışarak geçirmesi hep cilt hastalıkları yüzündendir. Ancak bu hastalığın tabloda yansıtılmaması Marat'ı ideal bir insan gösterme gayretinden kaynaklanmaktadır. Marat'ın duruşu ve belden yukarı resmedilişi de ilk bakışta bir kahramanın heykelsi duruşunu andırıyor. Bu yönüyle Marat'ın bedeninin Klasik Roma heykellerini çağrıştırdığı söylenir. Çünkü Roma, devrimci Marat'ın hem politik duruşunu hem de Cumhuriyet özlemini temsil etmektedir. Ressam David, Marat'ı idealize etmek için etkilendiği isimlerden Caravaggio'nun "İsa'nın Mezara Konuluşu"na ve Michelangelo'nun "Pieta"sına da göndermeler yapar. İsa peygamberin yatay pozisyonunun, Marat'ın pozisyonuna ilham olduğu görülmektedir. Bu yönüyle Marat da İsa peygamber gibi bir şehittir algısı oluşturulmaya çalışılmıştır.

Caravaggio'nun "İsa'nın Mezara Konuluşu" tablosundan ilham alınan unsurlardan biride Marat'ın sağ elinin yere doğru olan pozisyonudur. Marat'ın sağ eli yere düşmesine rağmen hala tüyden kalemi tutmaktadır. Tablonun bu kısmında cinayet aracı olan bıçak ve yazma aracı olan kalem yan yana resmedilmiştir. Bıçak ve kalemin sanki çarpıştığını ve Marat'ın seçimini kalemden yana yaptığı görülür. Aslında bir gazeteci olan Marat'ın silahının kalem olduğu ön plana çıkarılmaktadır. Ressam David'in tabloda cinayeti görünür kılmak için kullandığı enstrümanlardan biri de kuşkusuz üzerinde kan bulunan bıçaktır. Bıçak katillerin silahı olarak resmedilmiştir. Bıçak kalemi susturmak için kullanılmasına rağmen Marat'ın hâlâ elinde kalemi tutması manidardır. Bir nevi "Siz beni öldürebilirsiniz ancak yazdıklarımı asla öldüremezsiniz" mesajı vermektedir.

"Marat'ın sol elinde aslında gerçekte hiç var olmamış bir mektup görülmekte, bu mektup suikastçisinden kendisine yazılmıştır: "13 Temmuz 1793. Marieanne Charlotte Corday’dan yurttaş Marat’a. Mutsuz olduğum için sizin kaderinizi tayin etmeye hakkım var." Dahası, yine gerçekte hiç var olmamış başka bir mektup, bu sefer küçük bir masa gibi kullandığı sandığın üzerinde. Bu mektupta idam edilecek kişilerin listesi yerine "vatan" için hayatını feda etmiş bir adamın geride beş çocuğuyla kalan karısına verilmek üzere bir miktar para gönderilmesini istemektedir" (https://www.istanbulsanat evi.com/sanatcilar/soyadi-d/david-jacque-louis/jacque-louis-david-maratin-olumu-210/).

Tablodaki ahşap sandık bir çalışma masası olarak kullanılmaktadır. Bu da Marat'ın banyodaki küveti hastalığını yatıştırarak çalışmak için kullandığının bir göstergesidir. Sandık üzerinde hem ressamın ismini imza gibi kullandığını hem de "A Marat" ifadesi ile resmi Marat'a ithaf ettiğini görmekteyiz. “L’an Deux" ikinci yıl demektir, ressam bu ifadeyle Marat'ın devriminin ikinci yılını kastetmiştir (Gözmen Çetin, 2018). Ressam bu yolla resmin amacını ve tarihini ölümsüzleştirmektedir.


Marat bir şehit midir yoksa bir cani midir? Akıllara takılan soru kuşkusuz budur. Ancak şu bir gerçek ki Ressam David'in zihninde ve gerçekliğinde Devrimci Marat ideal insan, kahraman, idol ve dahasıdır. Bu yüzden Ressam David, kendi ideolojisinden Marat'a bakmamızı arzulayarak onu bir devrim şehidine dönüştürmüş olabilir.


Dr. Gürkan MORALI


Kaynaklar

5. Gözmen Çetin, Cevher (2018). Sanatçı ve Siyasetçi: Jacques-Louis David ve “Marat’ın Ölümü”. Tykhe Sanat ve Tasarım Dergisi, 3(5), 325-345.

648 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page