Montessori okullarının ve sisteminin yaratıcısı olan Madam Montessori, 31 Ağustos 1870 tarihinde İtalya’da dünyaya gelmiştir. Hayatını bilime ve eğitime hizmet etmeye adamak için ilk profesyonel adımını, 1896 yılında Roma Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olarak attı. Aldığı tıp eğitimi ve pedagoji alanındaki bilgileri onu klinik gözlemleri vasıtasıyla öğrenme psikolojisine, davranışlarına ve kuramlarına yöneltti. Özelden genele yaklaşım tarzı kimi yönleriyle tercih edilmese de eğitimin ve geleceğin en özel temeline yani çocuklara ve süreçlerine olan deneyimlerini sistemleştirmede bir üslup edindi. Bununla birlikte tıp uygulamalarında ve klinik gözlemlerinde çocukların nasıl öğrendiklerini analiz etmiş ve çocukların bulundukları çevrelerinde yer alan durumların önemli olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bulgularının sonucunda çalışmalarını genişletmek için 1901 yılında üniversiteye dönmüş ve 1904 yılında Roma Üniversitesinde antropoloji profesörü olmuştur.
Çocukların eğitimine büyük önem veren Montessori, 1906’da buradaki görevinden ayrılarak gerçek bir laboratuvar olan sınıf ortamında 60 kişilik bir yarınların takımı ile çalışmalara başlamıştır. İlk çocuk evini kurarak çocukların çevrelerinden bilgiyi edinme yeteneklerini ve uyarıcı materyallerin onlardaki bitmez tükenmez ilgiyi nasıl güdüleyip iç motivasyon oluşturduğunu gözlemlemiş ve bu deneyimlerini sistemleştirerek Montessori eğitim yöntemini geliştirmiştir. Geliştirdiği bu sistem ile okullardaki sınıfları ‘Seçilmiş Ortamlar’ olarak tasvir etmiş ve kullanılan her türlü ekipmanın ve uygulamanın gelişigüzel seçilmediğini, çocukların yetişkinlerden yardım almaksızın kendi kendilerini doğal gözlem ve hayata dönük becerileri ile yetiştirmektedir.
Hareket özgürlüğünü savunan eğitim yaklaşımı, eğitimde Ortodoks Modelini benimseyenler tarafından disiplin ile ilgili bozukluklara neden açacağı düşüncesiyle eleştirilse ve engellenmeye çalışılsa da reformistler tarafından desteklemiştir. Aynı dönemi takip eden yıllarda engelli çocukların eğitimi için de çalışmalara başlamış ve ‘Özel Eğitim’ kavramını güçlendirmiştir.
1913 yılında ABD’yi ilk ziyaretinde Alexander Graham Bell ve ailesi ile Montessori Eğitim Derneği’ni kurmuşlardır. Kurduğu sistemin Amerika’daki güçlü destekleyicileri arasında Thomas Edison ve Helen Keller gibi isimler de vardı. İlerleyen yıllarda İtalya’daki okulların teftişi için görevlendirilmiş olsa da Mussolini’nin faşist anlayışına karşı çıkmış, 1938 yılında Hollanda’da Montessori Yetiştirme Merkezini ve 1939 yılında ise Hindistan’da öğretmen yetiştirme merkezini açmıştır. 1940 yılında Hindistan’ın da girdiği 2. Dünya Savaşı sırasında düşman olarak kabul edilse de eğitim çalışmalarına izin verilmiştir. Daha sonra 1947 yılında Londra’da ‘Montessori Merkezi’ni açmıştır. 1949, 1950 ve 1951 yıllarında üç kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
6 Mayıs 1952’de hayata gözlerini Hollanda’da yuman Maria Montessori; geride hâlâ geliştirilmekte olan ve aralarında Türkiye, ABD, Rusya, Almanya ve Hindistan’ın da bulunduğu 15’i aşkın ülkede uygulanan bir sistem ve bir vizyon bırakmıştır.
Ahmet DEMİRCİ
Comments