top of page

KAPI ZİLİ DE ÇALMIYOR

Bir önceki yazım okulların açılmaması durumunda yaşanabilecekler ve okul ortamında Covid'e karşı alınması gereken önlemler ile ilgiliydi (Link). Asıl önemli olanın belirsizliğin giderilmesi olduğu vurgusunu yapmıştım çünkü okulların açılması farklı önlemler alınmasını gerektirirken, evde kalınması farklı ihtiyaçları beraberinde getirecektir. Okulların kapalı olduğu durumda, bir öğrencinin psiko-sosyal gelişimini nasıl destekleriz ve bu ihtiyacını nasıl karşılarız sorusu odağımızda olmaya başlamalıdır.

Covid yaşamımıza aniden girdi ve çok köklü değişiklikleri de beraberinde getirdi. Bunlardan ilki kapı zilleri çalmamaya başladı; çekirdek aile baş başa ve bir başına kaldı. Okulların kapanmasıyla beraber günlük rutinlerimizde değişiklik yapmak zorunda kaldık, herkesin kendine ayırdığı zaman dilimi azaldı. Çocuğu okula giden bir ev hanımı önceden ev işleri, yemek yapma, sosyal yaşam için ayırdığı zamanda çocuğunun eğitimiyle de daha fazla ilgilenmeye başladı. Tam zamanlı işe giden bazı anneler, ücretsiz izin alma yoluna gitti ve yaşam rutinleri değişti. Bazı babalar işini kaybederken ve bazı babalar evde çalışmaya başladı. Bu şartlarda, anne-baba-çocuk ilişkilerini yönetmek ve ilişkiler arasındaki dengeyi korumak evdeki en çok ihtiyaç hissedilen konular oldu.


Şu an tam kapanma yine kapımızda. Okullar kısmi bir şekilde açıldığında ise bazı ebeveynler çocuklarını okula göndermeme hakkını kullanıyor. Bunun yanı sıra Covid’in görüldüğü sınıflar ya da okullar karantina altına alınması gerektiğinden, öğrenciler okula gidemiyor. Öte yandan uzmanlar salgınların gelecek yıllarda bizi yine ziyaret edebileceğinden bahsediyor. Her koşul altında evde sağlıklı bir şekilde yaşamayı öğrenmek önemli bir hâl almış durumda.

Evde tüm bireylerin sağlıklı zaman geçirmesi çok güç değil ama emeğe ve anlayışa bağlı. Ben bu yazımda; 6 yaşında erkek, 10 yaşında bir kız çocuğu sahibi olarak evde kalma sürecimizden elde ettiğim deneyimleri dikkate alarak evde huzurlu yaşamı destekleyen unsurlardan bahsedeceğim. Tabi önümüzdeki tam kapanmanın getireceklerini bilmeden ve bilinmezliği kabul ederek… Umarım anne-babalara katkısı dokunur.


Öncelikli olarak evde kalma, yakınlarla buluşamama sürecinde en çok zorlananlar çocuklar değil, çocuklarla nitelikli zaman geçirmede sıkıntısı olan ebeveynlerdir. Aslında çocuklar biz ebeveynlerin düşündüğü kadar ilgi beklemiyorlar aksine sadece onlara ayrılmış kaliteli ve sıcak bir ilişkinin kurulduğu anı arıyorlar. İşte bunu göremedikleri anda çocukların verdikleri tepkiler, yakınmalar, ısrarlar anne babaları yoruyor ve süreci daha çekilmez hâle getiriyor. Bu nedenle Covid'le yaşam daha zor hâle gelmeye başlıyor.

Bütün ailenin evde olmasıyla beraber normal rutinler farklılık göstermeye başlıyor ve evde yeni bir düzen gerekiyor. Bu nedenle ilk yapılması gereken “ev kuralları listesi” hazırlamak olmalı diye düşünüyorum. Tüm aile fertleriyle beraber hazırlanmış kurallar listesi süreci daha eğlenceli kılabilir. Bu liste hazırlanırken bile ortamı zevkli hâle getirmek mümkün. Bu liste nasıl bir kağıda yazılmalı, hangi kalemler ya da boyalar kullanılmalı, bu kağıt süslenmeli mi vb. konular konuşulabilir ve bu doğrultuda gerekli hazırlıklar yapılabilir. Kurallar belirlenirken öncelik çocukların olmalıdır, bu onların kuralları benimsemesine ve kendi fikirlerinin de önemli olduğunu anlamalarına ve bu sayede kendilerini değerli hissetmelerine yardımcı olur. Çoğu karar evde ebeveynler tarafından alınıyorsa eğer bu ortamı yumuşatmak için etkili bir yol olabilir. Yazmayı bilen çocuklar kendi kurallarını kendileri yazabilir ki bu hangi kuralın kim tarafından belirlendiğini de gösterir. Yazmayı bilmeyenler ise resmedebilirler. Ne kadar çok çocukları bu sürece dâhil edersek o kadar etkili olur. Sıra büyüklere geldiğinde kurallar kesinlikle gerekçeleri ile beraber ifade edilmelidir. Yaşı kaç olursa olsun, çocuklar gerekçeye ihtiyaç duyarlar ve anlamlandırmaları daha kolay olur. Bu sebep-sonuç ilişkisini kurmalarına da zemin hazırlar. Bu kural listesinin ihtiyaç durumuna göre değişebileceği, yeni maddeler eklenebileceği, bazı maddelerin zamanla çıkarılabileceği de konuşulması gerekenler arasındadır. Bu kurallar evde bir komuta emir zinciri oluşturmak için değil, ev yaşamının gerektirdiği sorumlulukları üstlenmek, her bireyin kişisel alanına özen göstermek, yaşamı kolaylaştırmak olduğu için kurallarda esneklik unsuru gözden kaçırılmamalıdır. Kurallara uymamanın yaptırımları neler olacak, bu da konuşulması gerekenlerden. İnanın çok eğlenceli olabiliyor. Bizim evde kurallar listesi oluşturma fikri çok spontane ortaya çıkmıştı, herkes birbirinden bir şey bekliyordu ve kendimizi masa başında bulduk. Çocukların kendi kurallarına uyulmadığında verdiği tepkiler, kendi haklarını aramaları, aynı zamanda büyüklerin haklarını gözetmeleri evdeki hayatı renkli kılıyor. Hatta bu kural listesi istenilen ortam oluştuğunda kendiliğinden fesh edilmiş oluyor. İstenen de bu zaten…


Evde yaşamı sağlıklı kılmanın diğer bir yolu da günlük rutin oluşturmak ve bu rutinin devamlılığını sağlamaktır. Günlük rutini belirlerken, okulun veya işin devamlı olduğu günlerdeki yaşama benzer bir yaşamı oluşturmak önemlidir. Covid19 uzun süreli hayatımızı etkileyecek olsa da bir gün etkisini azaltacak ya da bizleri kendine alıştıracak. Bu nedenle Covid19 öncesi rutinleri yıkmamak ve geleceğe de hazır olmak adına çocukların tıpkı sabah okula gidiyormuşçasına erken kalkmaları ve kaliteli bir kahvaltı yapmaları ile güne başlanmalıdır. Günün diğer rutinleri her ailenin kendi dinamikleri ve çocuğun ilgisi doğrultusunda ele alınmalıdır. Dikkat edilmesi gereken çocuğun evdeki sorumlulukları (oda toplama, sofrayı kurma, kaldırma, ufak ev işlerine yardım etme vb.), ebeveynleriyle gerçekleştirecekleri etkinlikleri ve bireysel etkinlikleri bir düzene koymaktır. Ben bunlardan özellikle çocuk-ebeveyn etkinliklerinden bahsetmek istiyorum.

Ebeveynler, çocuklarla çoğunlukla neler yapılacağına ilişkin sıkıntılar yaşayabiliyor. Aslında çocukların oyun alanına girebilmek kesin çözüm. Onların hayatları oyun ve onlar oyunla var olabiliyorlar. Bizler çocukça düşünemediğimiz için değil, çocuklar kadar büyük düşünemediğimiz için onların oyununa dâhil olamıyoruz. Onlar bizleri anlıyorlar, çoğu zaman biz onları anlamıyoruz. Biz büyüklerden istedikleri ise bazı oyunlarına tamamen dâhil olabilmemiz. Oyun süresi konusunda her ebeveynin ayırabileceği zaman dilimi farklıdır bu nedenle her ebeveyn kendi çizgisini çizmeli, bunun nedenlerini yer ve zamana göre açıklamalı ve zaman içerisinde tutarlı olan davranışları göstermelidir. Çocuklar bizim düşündüğümüzden daha fazla karşısındakini tanımaya ve onlara göre davranmaya meyillidirler. Açık, tutarlı ve neden-sonuç ilişkisi kurularak gerçekleştirilen iletişim olumlu sonuçlar doğurur. Peki neler yapılabilir?


- Kelime oyunları her zaman kurtarıcıdır. Hepimizin temel iletişim yolu dil olduğuna göre her yaş grubundan çocukla gerçekleştirilebilir. Klasik olarak bilinen “Tabu” oyunu (çocuklar için tasarlanmamış olanı bile) kural ve oynayış değişiklikleriyle 4-6 yaş grubuyla oynanabilir. Biz, 5 yaşındaki oğluma kimsenin duymayacağı bir ortamda kelimeyi söylüyoruz, anlatabileceğini düşünüyorsa tamam diyor ve yasaklı kelimeleri söyleme hakkı ve gerekirse ek süre veriyoruz. Bazen benim dahi anlatamayacağım şekilde bir iki kelimeyle istenen kelimeyi anlatabiliyor ve bizi çok şaşırtıyor. Diğer bir yol ise kelimeleri çizimle anlatmak. Bu da çok eğlenceli olabiliyor. Tabu dışında yeni keşfettiğimiz bir oyun var ki o da “Codenames”, tek kelime ile birçok kelimenin anlatılmaya çalışıldığı müthiş bir oyun. Ancak bu oyun biraz daha büyük çocuklarla oynanabilir. 7-77’ye herkesin ilgisini çekebilecek bir oyun. Tabu ve Codanames için belirli bir ücret ödemeniz gerekiyor ama iki oyun da aslında evdeki imkânlarla hazırlanabilir. Evde kendi imkânlarınızla hazırlandığında çocukların oynamaya daha hevesli olabileceklerini düşünüyorum. Özellikle yasaklı kelimelerin belirlenmesi zihinsel gelişimi destekleyen etkili ve ayrı bir etkinlik olarak kabul edilebilir. Üçüncü bir dil etkinliği olarak “deyim tahmini” eğlenceli zaman geçirmeye yardımcı olabilir. Bir deyim söylenir ve ne olabileceği konuşulur. Görselli deyim kartları var, görselden deyim tahmin de edilebilir.

- İlginç bir şekilde saklambaç oyunu saklanılan her yerin bir süre sonra keşfedilmesine rağmen vazgeçilmez oyunlardan bir tanesi. Heyecan hissini tüm bilinmelere rağmen ayakta tutan oyunlardan. Deneyin, siz bile saklandığınız yerlere şaşacaksınız. Eğer saklanmaktan sıkılmışsanız, nesne saklama ve bulma oyunu sizin imdadınıza yetişebilir. Biz bu oyunu türlü şekilde oynayabiliyoruz. Kızım, oynayacak her kişi için eşit sayıda nesneyi evin çeşitli yerlerine saklar ve her nesneyi bulmak için bir bilmece hazırlar. Bir nesneyi bulduğunuzda diğer nesne için bilmeceye/ipucuya da ulaşmış olunur. Bu şekilde en önce bitiren kişi galip olur. Kendisi planlama aşamasında bilişsel bir uğraştan zevk alırken, bizler süreçten, oğlum da bulmacaları çözmek için bize yardım etmekten zevk duyar. Tüm katkısı bunlar değil elbette. Yine, çocuklar benden eşyaları çok ama çok zor yerlere saklamamı istiyorlar ve beraberce onları buluyorlar. Bazen de yarışmak istiyorlar. Uzun lafın kısası sadece nesne saklama oyunu bile birçok versiyonla birçok amaç için uzun süre oynanabilecekler arasında. Sadece çocukları dinleyin, inanın gerisi gelir. Onlar zaten oyun bulabiliyorlar sadece oyunu oynayacak kişiye ihtiyaç duyuyorlar.

- Kutu ya da masa oyunları da tercih edilmesi gereken oyunlardan. Şu an birçok oyunun yerli üretimi olduğu için daha uygun fiyatlarla ulaşılabiliyor. Uno, jenga denge oyunu, kızma birader, koridor, domino, nokta, mangala, satranç, piramit, tavla, monopoly, look look, pratik bardaklar, reversi, go, görsel beceri küpleri, hafıza kartları, ahşap tetris, bil bakalım ve daha nicesi.


- Fiziksel gelişimin desteklenmesi ve hareket ihtiyacının karşılanması bu dönemde daha da önem arz ediyor. Eve trambolin almak iyi bir çözüm olabilir. Dans ve ailecek yapılan jimnastik saatleri de öyle. Evde ses olmasından çekiniyorsanız top yerine balonu tercih edebilirsiniz. Renkleri ve şekilleriyle çocuklar için her zaman cezbedicidirler. Birçok oyun da üretilebilir. Yine, evdeki sıradan eşyalarınızla bir survivor parkuru kurmak ise her zaman kurtarıcıdır. Eşyalar bizim gibi yaşlanırlar. Yeter ki eğlenceli yaşlansınlar :)


- Bir diğer oyun da evcilik oyunları. Bizimkiler bizlerle oynamayı çok seviyorlar ve itiraf etmek gerekirse bizim en çok kaçtıklarımızdan. Burada sadece belirtmek istediğim husus, günde sadece 5-10 dakikalık süresinde bu oyuna dâhil olmaya çalışmak çocuklar için kıymetli olabilir. Onların geniş hayal dünyalarına, aklınıza gelmeyecek parlak fikirlerine hatta kısa çözümlerine erişmek belki bizi de büyütebilir.


- Bizimkiler televizyonu bile bizle izlemek istiyorlar. Uzmanlar televizyonun yaratabileceği olumsuz etkilerden ötürü bunun zaten böyle olması gerektiğini ifade ediyor ama pratikte çok mümkün değil. Bizim evde herkesin izlediği bir program var ama ailecek izlenecek programlar muhakkak olmalı çünkü tüm ailece bir etkinlik yapmak çok kıymetli. Bizim çocuklar, eşim ya da ben ayrı ayrı çocuklarla ilgilensek bile günün ya da birkaç günün sonunda muhakkak tüm ailenin katılacağı bir etkinliği arıyorlar. 3 kişi oynadık yetmez mi sorusunun cevabı çocuk nezdinde “yetmez” oluyor.


- Kitaplar… Onlar her zaman bizlerle olmalılar :)


Tam kapanma başladı başlıyor ve bu üç haftalık dilimde ülkemiz hastalıktan kurtulurken umarım bu süreç hepimize sağlık getirir. Esenlikler dilerim.


Dr. Dürdane LAFÇI TOR


267 görüntüleme8 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page